Son zamanlarda ülkemizde sık sık karşılaşılmaya başlanan ancak çoğu kişinin bu gibi bir durumla karşılaştığında yasal olarak hakkının olup olmadığı, var ise bu hakkını nasıl kullanacağını bilmediği bir durumdur. Peki özellikle toplu taşımalarda, caddelerde tanımadığınız biri tarafından videonuzun çekilmesi suç mudur?
Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin 2019/1008E. 2020/1418 Karar Sayılı İçtihat Metninde;
“Sanığın ikrarına ve dosya kapsamına göre, sanık ...’in, caddede yürümekte olan mağdur ...’yı ısrarla takip edip, kamera fonksiyonunu aktif hale getirdiği cep telefonunun çekim yönünü, mağdura doğru odaklayarak, onun bilgisi dışında görüntülerini video olarak kaydettiği ve ihbar üzerine kolluk görevlilerince yakalanıp, sanığa ait cep telefonunda inceleme yapılması sonucunda mağdurun ve kimlikleri tespit edilemeyen diğer kadınların arkalarından görüntülendiği toplam 6 adet video ile ikişerli halde birlikte yürüyen kadınların önden habersizce çekilmiş 2 adet fotoğrafının tespit edildiği…”,
“Özel hayat kavramının; kişinin sadece gözlerden uzakta, başkalarıyla paylaşmadığı, kapalı kapılar ardında, dört duvar arasındaki yaşantısı ve mahremiyetinden ibaret değil, herkesin bilmediği veya bilmemesi gereken, istenildiğinde başka kişilere açıklanabilen, tamamen kişiye özel hayat olaylarını ve bilgilerin tamamını içermesi karşısında, kamuya açık alanda bulunulduğunda dahi, “kalabalığın içinde dikkat çekmezlik, tanınmazlık, bilinmezlik” prensibinin geçerli olduğu ve kamuya açık alana çıkan her kişinin, bu alandaki her görüntüsünün veya sesinin kaydedilip, sürekli ve izinsiz olarak elde bulundurulmasına rıza gösterdiğinin kabulünün mümkün bulunmadığı nazara alınarak, mağdurun özel yaşam alanına ilişkin görüntülerini rızası dışında kaydeden sanık hakkında, TCK’nın 134/1. madde ve fıkrasında tanımlanan görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan mahkumiyet hükmü kurulmasına ve suçun işlenmesinde kullanılan sanığa ait bir adet cep telefonunun TCK'nın 54/1. madde ve fıkrası gereğince müsaderesine dair yerel mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.” Hükmün isteme uygun olması sebebi ile de ONAMIŞTIR.
Yukarıda yer verilen karar gereği kişinin caddede yürümekte olan birini bilgisi dışında odaklayarak ve çekim yönünü ayarlayarak videosunu kaydetmek Türk Ceza Kanunu’nun 134. Maddesinin 1. fıkrası gereğince özel hayatın gizliliğinin ihlal suçunu oluşturmaktadır. Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimse TCK 134/1 gereğince alt sınırı bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Yukarıdaki Yargıtay kararında olduğu gibi gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde, verilecek ceza bir kat arttırılır.
Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu Nedir?
Özel hayatın gizliliğini ihlal
Madde 134- (1) Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır.
(2) (Değişik: 2/7/2012-6352/81 md.) Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.
Türk Ceza Kanunu’nun 134 maddesinin ilk fıkrasında kişilerin özel hayatının gizliliği ihlal edilmesi durumunda “alınacak ceza ve gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması ile verilecek cezanın tespiti” yapılırken; TCK 134 maddesinin ikinci fıkrasında ise ihlal edilen özel hayata ilişkin ses veya görüntünün ifşa edilmesi ve devamı ile ilgili bilgi vermektedir.
Türk Ceza Kanunu’nun suç saydığı bu durumun yanı sıra Anayasa’nın 20. Maddesi’nde de görülecektir ki: “Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz.” Şeklindeki kanun maddesi ile herkesin hakkı koruma altındadır.
Kanun maddelerinde her ne kadar özel hayatın gizliliği ve dokunulmazlığı şeklinde ifade edilmiş olsa da buradaki özel hayat kavramı sadece ev ortamında veya belirli sınırlar içerisinde olarak algılanmamalıdır. Buradaki kriter kişilerin özel hayatlarını, başkasına açıklamak istemediği tüm verileri içerir. Bu sebeple başlıkta da görüldüğü üzere kamuya açık alanda görüntü veya sesin kayıt altına alınmasının suç olabileceği durumlar söz konusudur. Suç sayılan hallerin oluşması durumunda da kişiler hapis cezası ile cezalandırılır.
Kanun maddesinin 2. Fıkrasında ise kişilerin görüntü veya sesleri hukuka aykırı olarak ifşa eden kimsenin alacağı ceza yönünden düzenleme bulunmaktadır. İfşa işleminin basın ve yayın yoluyla yapılması durumunda ise yine aynı oranda ceza alınacaktır.
Bu Suçu Sadece Tanımadığımız Kişiler Mi İşler? Yoksa Eşlere Karşı Dahi Bu Suç İşlenebilir Mi?
Bu suçu tanıdığınız veya tanımadığınız kişiler işleyebilir. Eşe karşı işlenebileceği yönünde ise olumlu ve olumsuz olmak üzere birçok görüş bulunmaktadır. Ancak özellikle boşanma davalarında delil olarak öne sürme açısından bu kayıtları hukuka uygun bulduğu, özel yaşamın gizliliğini ihlal suçunu işlemediğine dair kararlar hakimdir. Hukuka uygun bulunması için belirli şartların varlığı aranır; planlama, tuzağa düşürme, yönlendirme vs. gibi unsurların bulunmaması gerekir. Somut olayın unsurlarına göre durum değerlendirerek suçun işlenip işlenmediği belirlenmektedir.
Görüntü veya Ses Kaydının Rıza ile Alınmasına Karşılık Rıza Dışında Bu Görüntü veya Ses Kayıtlarının İfşalanması Yine Bu Madde Hükümlerince mi Değerlendirilir?
Görüntü veya ses kaydının alınması kişinin rızasının bulunması durumunda TCK 134/1 madde kapsamında değerlendirmek mümkün olmayacaktır. Ancak rızası ile kayda alınan görüntü veya ses kaydının kişinin rızası olmaksızın ifşalanması durumunda TCK 134/2 madde kapsamında değerlendirilerek cezalandırılması mümkün olacaktır. Bu fıkrada yer alan “hukuka aykırı” kelimeleri görüntü veya ses kaydının hukuka aykırı olarak alınmasını değil ifşalanmanın hukuka aykırı olarak yapılmasını betimlemektedir.
Barda eğlenen iki arkadaşın eğlenirken rızaları ile birbirlerinin fotoğraf ve videolarını çekmelerinden sonra bir tanesinin bu görüntüleri diğerinin rızası olmaksızın internette yayımlaması bu maddenin 2. Fıkrasına örnektir.
Bu Suçun Belirli Meslek Grupları Tarafından İşlenmesi Sebebiyle Ceza Da Artırıma Gidilebilir Mi ?
Kamu görevlisi tarafından ve görevinin verdiği yetkiyi kötüye kullanılmak sureti ile, belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak sureti ile işlenmesi durumunda işlenen suçun cezası kanun maddesinde verilecek cezadan yarı oranında arttırılır. Kişinin sadece mesleki yetkisini veya o mesleğin sağladığı kolaylık ile bu suçu işlemesi durumunda suçun nitelikli haline girerek cezanın arttırılması söz konusu olacaktır.
Gazetecilerin Ünlülerin Görüntülerini Kamera Kaydına Alması Durumunda Bu Suçu İşlemiş Olurlar Mı?
Bu kanun maddesine aykırılığın oluşmasını engelleyen durumlar söz konusu olabilir. Kanun maddesi tarafından verilen yetkinin kullanılması durumunda işlenen fiil hukuka uygun hale gelebilmektedir. Gazetecilik mesleği için ise bir yetkiye değil bir hakka dayanma söz konusudur. Buradaki en önemli olan husus yayınlanan verilerin haber niteliğinde olmasıdır.
Haber niteliğinin oluşması için ise; gerçek olması, güncel olması, kamu yararının bulunması vb. unsurların varlığı gerekmektedir. Tüm bunların yanı sıra gazetecilik mesleğinin yapılması sırasında dahi bu suçun kapsamına girebilecek durumlar yaşanmaktadır.
Yargıtay 2. Ceza Dairesi 1998/2325 Esas 1998/2271 Karar 03.03.1988 Karar Tarihli kararda;
“Defilede elbise sunan katılan mankenlerin soyunma odasında elbise değiştirdikleri, üzerlerinde sadece külotlu çorapları kaldığı sırada -hepsi yetkili ve sorumlu olup birlikteki eylemleriyle- onların rızaları dışında özel ya da kamu yararı bulunmadığı halde görüntüleri gizli kamerayla saptayıp televizyonda yayınlayarak…”Şeklindeki karar ile bu somut olay karşısında Yargıtay gazetecinin gerçekleştirdiği bu eylemi özel hayatın ihlali kapsamına sokmuştur.
Suç sonrasında zarar gören kişinin hakkını koruyabilmesi adına hukuki yollara başvurması gerekmektedir. Çünkü suç şikayete bağlı bir suçtur, şikayet edilmemesi durumunda re’sen hakim tarafından soruşturmaya ve kovuşturmaya konu olamaz.
Sonuç olarak cadde, otobüs gibi kamuya açık alanlarda videonuzun veya fotoğrafınızın çekilmesi TCK’nın 134. Maddesi gereğince suç kapsamına girmektedir. Ancak somut olay ve diğer unsurların değişmesiyle bu kanun kapsamına girip girmeme hususu değişecektir. Değişen şartlar sebebi ile de mutlaka hukuki destek almak gerekmektedir.
Kaynakça;
Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku / Prof. Dr. Durmuş TEZCAN – Prof Dr. Mustafa Ruhan ERDEM
Doç. Dr. R. Murat ÖNOK: Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu (TCK m. 134)